7 Şubat 2015 Cumartesi

PEKÜNLÜ DAVASI'NDA 3 YILDIR CHP TARAFINDAN SORULMASI GEREKEN SORU NİHAYET İZMİR BAROSU TARAFINDAN SORULDU





 



İZMİR BAROSU’NDAN  YÖK'E VE YARGITAY BAŞSAVCILIĞI'NA:



ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARINA KARŞIN TÜRBAN NASIL SERBEST ?

Emre Döker'in Haberi/Cumhuriyet/ 7 Şubat 2015





6 Şubat 2015 Cuma

CHP’NİN, PROFESÖR PEKÜNLÜ DESTEĞİ SEÇİM ŞOVU’NDAN İBARETTİR



Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) üniversitelerdeki türban yasağına ilişkin bu gün hala geçerli olan kararlarında bir değişiklik olmamasına karşın YÖK ve Rektörler tarafından Anayasa çiğnenerek uygulamaya sokulan fiili türban serbestliğinin baş mimarının "türbanı biz çözeriz", "söz veriyorum, türbanı da biz özgür kılacağız !" ve "laiklik tehlikede değildir !" söylemlerinin sahibi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olduğu halkımızın malumlarıdır.


Kemal Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP laiklik karşıtı olan, Anayasa’ya ve Parti Programına aykırı bu politikasının sonucu olarak, AYM kararlarını uygulamakla “öğrenim özgürlüğünü” engellediği iddia edilerek açılan dava sonucunda hapse mahkum edilen Prof. Dr. Rennan Pekünlü’ye, yapılan tüm çağrılara karşın başından beri asla sahip çıkmamıştır. Oysa Prof. Pekünlü’nün görevini yaparak uyguladığı türban yasağına ilişkin tüm AYM kararları CHP’nin AYM’ne başvurusu sonucunda hukuk sistemimize girmiş içtihatlardır.


CHP, Pekünlü’nün hapse mahkum edildiği davayı, Laiklik mücadelesi olarak izleyip Pekünlü’ye destek olmayı üç yıldır reddetmişken, Pekünlü’nün hapiste olduğu bu gün ortaya çıkarak aynı nedenle açılan 2. davada kendisine sahip çıktıklarını açıklayarak günah çıkarmaktadır.

CHP’nin tepedeki Laiklik karşıtı AKP’lileşmiş yapısını değiştirmeden ve kendi eseri olan AYM kararlarına yeniden sahip çıkmaya başlamadan yaptığı bu günah çıkarma asla gerçek bir pişmanlık olamaz. Bu nedenle CHP’nin, Genel Seçim ve adaylık sürecine rastlayan bu günlerde İzmir Adliyesi’nde kitlelerin izlediği dünkü duruşmaya genel başkan yardımcılığı düzeyinde katılarak parlak nutuklarla Prof. Pekünlü’ye sahip çıkıyor görüntüsü vermesi “timsahın gözyaşları” ndan ibaret bir halka yaranma girişimidir.


Dünkü duruşma sonrası Adliye önünde yapılan etkinliğe katılan CHP Genel Başkan yardımcısı Bülent Tezcan, Pekünlü’nün Anayasal türban yasağını uyguladığı için hapse mahkum edilmesinden AKP+Cemaat ortaklığının değil de, yanlızca Cemat’in sorumlu olduğunu ima edecek şekilde “TBMM’ne Prof. Pekünlü’nün de yararlanabileceği (TCK 112 de değişiklik öngören) bir yasa önerisi sunduklarını, iktidar eğer her fırsatta söylediği paralel ile mücadele konusunda samimi ise Rennan hocaya kurulan bu tuzağı boşa çıkarmak için çok hızlı bir şekilde yasa değişikliğini meclisten geçirmesi gerektiğini” söylemiştir (*).

3 Yıldır ortada gözükmeyip, Pekünlü’nün mahkum edilse de yararlanabileceği böyle bir tasarı sunmayı düşünmeyen CHP’nin, Pekünlü cezaevinde ve infazının yarısı tamamlanmışken üstelik olayın siyasi sorumlusu AKP ‘den yardım dilenerek böyle bir tasarıdan söz etmesi, her şeyden önce Prof. Pekünlü’nün yürüttüğü Laiklik ve Hukuk rejimi mücadelesine bir hakaret ve Pekünlü Ailesi’nin onurunu zedeleyen bir girişim olup utanç vericidir.


Prof. Pekünlü cezavine giderken söylediği gibi onurla yatmakdadır. CHP yönetiminin böylesi onur kırıcı sözde desteğine asla gereksinimi yoktur.

Bu nedenle CHP yönetimini Rennan Pekünlü’davasını davasını seçim gösterisi yapma fırsatı olarak gören bu tutumunu şiddetle kınıyor ve Pekünlü’ye destek amacıyla kurulan oluşumları da CHP örneği böylesi şov amaçlı siyasi dayanışmalardan uzak durmaya davet ediyorum.
Kayhan KANTARLI
CHP üyesi
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) İzmir Temsilcisi

(*) http://www.cagdasulusalcizgi.com/…/chp-genel-baska…/475.html
http://www.yurtgazetesi.com.tr/…/rennan-hocanin-durusmasi-7…,